• DİL
sosyal sosyal sosyal sosyal sosyal
Bilim, gerçeği bilmektir

Mustafa Kemal ATATÜRK

Ayse Filiz SALICI

salicievi@hotmail.com

1 MAYIS 1923' ten GELEN ŞİİR

01-05-2018

1 MAYIS 1923'ten GELEN ŞİİR

Geç tanıdım O'nu... Emeğin baştâcı kılınması yolunda verilen mücadeleler içinde akan hayat, geç karşılaştırdı bizi...

Grevlerde, gösterilerde, yürüyüş ve toplantılarda taşınan pankartlarda, afişlerde hiç görmemiştim resmini; hatiplerin ateşli konuşmalarında adını da duymadım. Muhtemelen onlar da henüz tanışmamıştı.

Oysa 19. ve 20. yüzyılın emeği ve emekçiyi savunan bütün düşünce ve eylemlerinde yer alan savaşçı kadınları tanırdık, ezbere sayardık adlarını..

Nereden bilebilirdim ki asrın başında, sanayi devriminin proleterleştirdiği yığınlar ve steplerdeki yoksul köylüler, bütün dünyayı sarsan devrimlerin ateşini harlarken; Silivrikapı'da, dere kenarlarından ısırgan otu, ebegümeci, papatya toplayıp aktarlara satan yoksul kızın varlığını?.. Kazandığı üç-beş kuruşu mahalle mektebinin kalfasına verip, "öğret bana okumayı" diye yalvaran o garip çocuğu nasıl bilebilirdim?

Kendinden önce doğan dört kardeşi öldüğü için "Yaşar" adı verilen, annesi Kaya Hanım'ı 6 yaşındayken kaybedip, kantarda hamal olan sarhoş babası, kötürüm amcası, akıl hastası teyzesiyle sur dibindeki bir izbede yaşayan o çocuğu nasıl tanıyabilirdim?

Sevip de kavuşamayınca mecnun olan teyzenin, onu dizine yatırıp anlattığı kara sevda hikâyeleriyle, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre'yle büyüyen ve ekmekten önce AŞK'ı tanıyan o bîçare çocuktan nasıl haberim olurdu ki?

 İçinden yazdığı şiirleri kaleme kâğıda dökemediği için konu- komşuya "ben söyleyeyim, sen yaz" diye sızlanan ve yalnızca o şiirleri yazabilmek için, taş baskı sevda hikâyelerini alabilmek için dere boyunda ot toplayıp satan o divâne aklı nasıl keşfedebilirdim, " Mecnun isen ey dil, sana Leylâ mı bulunmaz" diyen o ateşi?

BUGÜN 1 MAYIS,

Bugün, bütün şiirlerin, marşların, türkülerin, yazıların-çizilerin, cilt cilt kitapların, kuramların "teori ve pratiğin", devrimlerin, şanlı bayrakların, uzun yürüyüşlerin, canla ödenen bedellerin, kahramanların, kahramanların... nabız atışları her dem duyulan o kocaman tarihin, o kocaman coğrafyanın içinden geçip, zamanın bir yerinde, 1882 de Silivrikapı'da Baruthane Yokuşu'nda doğan ve nasılsa yaşayan YAŞAR NEZİHE'nin; annesi veremden, babası koleradan, iki çocuğu açlıktan ölen Yaşar Nezihe'nin;  Amele Teali Cemiyeti üyesi, Mürettibin Cemiyeti Grevi'nin destekçisi ve  insanlara devrim yaptıran bütün duyguların ve durumların ta kendisi olan Yaşar Nezihe Bükülmez'in, 1 Mayıs 1923'te yazdığı bir şiiri yazıyorum ak kağıda,

DÜNYA EMEKÇİLERİNİN MÜCADELE GÜNÜDÜR 1 MAYIS, KUTLU OLSUN!..

BİR MAYIS

Ey işçi, bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı senin, almışlar elinden.

Sa'yınla edersin de "tufeyli" leri zengin,
Kalbinde niçin yok ona karşı bir kin?

Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkad,
Lâkin seni fakr etmede günden güne ber bâd.

Zenginlere pay verme yazıktır emeğinden
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden.

Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün
Bir parça da evlâtlarının çehresi gülsün.

Ey işçi, Mayıs birde bu birleşme gününde,
Bî şüphe, bugün kalmadı bir mani önünde.

Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz,
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.

Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin
Ta'zim ile hürmetle sana başlar eğilsin.

Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.

Herkes yaya kaldı ne tren var ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.

Bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü
Ses kalmadı her velvele bir mum gibi söndü.

Sayende saadetlere mazhar beşeriyet,
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.

Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat.

                             Yaşar Nezihe Bükülmez

                                     1 Mayıs 1923  

                                 Aydınlık Gazetesi

NOT:

Atatürkçü düşünceyle bütün bu yazdıklarımın ne ilgisi mi var?

Tutkunun, sıra dışılığın, mucizenin, hayal gücünün, yoktan var etmenin, sebepsiz sonuçların, ölçüsüz tahammülün ve küllerden yeniden doğmanın ne ilgisi varsa.... gerisi, "fikri hür" nesillerin.

    Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi,

    Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.