kayinormani@gmail.com
Yalova milletvekili Muharrem İnce’nin Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olması pek çoğumuzu sevindirdi, heyecanlandırdı, umutlandırdı. Neredeyse, geniş kitleleri peşinden sürükleyip, ülkeyi içine düştüğü çıkmazdan kurtaracak “karizmatik” liderin belki de ortaya çıktığını düşünmeye başladık. Bu duygularla geçtiğimiz Cuma günü saat 10.00’da dostlarla televizyonun karşısına geçtik, önce Muharrem İnce’nin adaylığının açıklanmasını, sonra da kendisinin ilk konuşmasını coşkuyla izledik. Bir ara, adım seslenilmiş gibi geldi; İnce “mesela, veterinerden Tübitak başkanı yapmayacağız” diyordu iktidara geldiklerinde görevlendirmelerin liyakate göre yapılacağını anlatırken. Yanımdaki Taylan Devrim arkadaşımla birbirimize baktık ve gülüştük. Bunun, fazla düşünülmeden sarfedilmiş bir söz olduğu kanısıyla pek üstünde durmadık ve İnce’nin konuşmasının devamını yürekten destekleyerek dinledik.
O günün akşamında veteriner hekim meslektaşlarımdan tepki mesajları gelmeye başladı. Ben cevaben “seçimden sonra hesabını sorarız” ya da “tamam, seni de Tübitak başkanı yaptırırız” gibi esprilerle işi geçiştirmeye çalışırken, iki gün sonra bugün, çok sevdiğim bir öğretim üyesi meslektaşım bir haber gönderdi. İnce, BBC’ye verdiği demeçte “’veterinerden Tübitak başkanı olmaz’ dedim diye veterinerler bana kızıyorlarmış, kızarlarsa kızsınlar, ben doğruları söylemeye devam edeceğim” diyordu.
Bu noktada iş ciddileşmeye başladı. Sorun yalnızca bir meslek grubunun haksızlığa uğraması değil, aynı zamanda umut vadeden bir lider adayının daha başlangıçta ve üstelik hiç gereği yokken, çok farklı noktalara çekilebilecek bilgisizce sözler sarfetmesi ve bunda ısrar ederek kendisini zor duruma düşürmesidir. Zira Tübitak’ın uğraştığı konular içinde veterinerlik bilimleri de vardır ve pek çok veteriner akademisyen Tübitak bünyesinde ya da desteğinde önemli bilimsel çalışmalar yürütmüştür ve yürütmektedirler. Bunların içinden birinin Tübitak başkanlığına gelmesi de, bir mühendis, fizikçi, tıpçı, ziraatçı ya da biyoloğun gelmesi kadar doğaldır. Önemli olan Tübitak gibi bir kurumun başındaki kişinin bilimsel yetkinliğidir. Eğer İnce, bir ilahiyatçının ya da örneğin evrimi değil yaradılışı savunan birinin Tübitak başkanı olamayacağını söyleseydi, bunun bir mantığı olabilirdi. Tıpkı bir veterinerin ya da kimyagerin Devlet Opera ve Balesi’nin başına geçmesinin veya ateist bir matematikçinin Diyanet İşleri Başkanı olmasının yanlış olacağı gibi. Ancak İnce açıkça, teknik ve bilimsel bir kurumun başına yine teknik ve bilimsel alanda çalışan bir veteriner bilim adamının gelemeyeceğini ifade ederek açıkça bir ayrımcılık yapmaktadır ve bunun hiçbir bilimsel ve objektif dayanağı yoktur.
Burada veteriner hekimlik mesleğinin beş yıllık ağır bir eğitim gerektirdiği, hayvan sağlığının toplum ve insan sağlığı ile doğrudan ilişkili olduğu gibi konulara girmeyeceğim. Yalnızca veteriner hekimlerin cumhuriyet öncesinden başlayarak toplumun ve ülkenin ilerlemesinde çok önemli katkıları olduğunu, bünyelerinden Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp ve Muzaffer İlhan Erdost gibi entellektüeller çıkarttıklarını, İsmet İnönü’nün “veteriner tebabet bir okyanus ise, beşeri tebabet onun yanında ancak bir iç denizdir” sözünü anımsatmak isterim.
Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda, bu konuyu önemsiz bulacak ve kapatılması gerektiğini savunacaklar olabilir ki, bir yönden haklıdırlar. Fakat sorun, bir önceki paragrafta belirtmiş olduğum gibi biz veteriner hekimlerin mesleki hassasiyeti değil, arkasından gidebileceğimiz bir lider adayının son derece gereksiz ve yanlış bir söylemi ile kendisine duyulan güveni zedelemesidir. RTE’nin saldırgan üslubuna gerektiği gibi karşılık vermesini beklediğimiz Muharrem İnce, karşısına veterinerleri alırken “başarı” dileklerini iletmek üzere saraydan randevu talep ederek bizleri şaşırtmıştır.
Peki, Muharrem İnce’nin bu veteriner antipatisi nereden gelmektedir? Memleketi Yalova’nın CHP’li belediye başkanı bir veteriner hekimdir ve bildiğim kadarıyla İnce’nin de desteğiyle seçimi kazanmıştır. Bir veteriner hekim, belediye başkanı olabilir ama Tübitak başkanı olamaz, öyle mi? Muharrem İnce, ya kendince Tübitak başkanında bulunması gereken özelliklerden hangilerinin bir veterinerde bulunamayacağını belirterek nedenlerini açıklamalı ya da hekimiyle, teknisyeniyle, teknikeriyle ve akademisyeniyle tüm veterinerlik camiasından özür dilemelidir. Aksi takdirde, daha seçim kampanyasının başında inandırıcılığı ve güvenilirliği önemli ölçüde zarar görecek ve biz Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi yurttaşlar için yeni bir hayal kırıklığı olacaktır. Türkiye’nin, RTE’nin ağzından çıkan “afedersiniz Ermeni” sözü benzeri ayrımcı gaflara tahammülü kalmamıştır.
06.05.2018
Ahmet Bülent Üçok
Veteriner Hekim