• DİL
sosyal sosyal sosyal sosyal sosyal
Ne mutlu Türküm diyene

Mustafa Kemal ATATÜRK

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİNDEN KAMUOYUNA 1 MAYIS

BASINA VE KAMUOYUNA

1 Mayıs 1886 tarihinde Louisville, Kentucky'de (ABD) 8 saatlik iş günü talebiyle başlayan işçi grevlerine yarım milyon işçi katıldı. Grev ve gösteriler 1 Mayıs'tan sonra da sürdü. İşçiler 3 Mayıs'ta sokaklara çıktılar. McCormick fabrikasındaki greve müdahale eden polisin ateş açması sonucu 4 işçi öldü, onlarcası yaralandı. Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs'ta Haymarket Alanı'nda düzenlenen mitingde patlayan bir bomba ise 7 polisin ölümüne, 69’unun yaralanmasına neden oldu. “Haymarket Olayı” adıyla tarihe geçen bu olaylar anısına 1889'da toplanan İkinci Enternasyonal’de 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Bu gün dünyada 135 yıldır “İşçi Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

İşçi Bayramı ülkemizde 1911 yılında Selanik’te, 1912 yılında İstanbul’da kutlanmaya başlamış, 1923 yılında yasa ile İşçi Bayramı olarak kabul edilmiştir.100 yıldır var ise de, İşçi Bayramı Türkiye’de büyük acılar ve baskılarla anılır olmuştur. 1 Mayıs 1977 İstanbul Taksim katliamı dışında da pek çok kurban verilmiştir.

Emekçi kitleler bu yıl da; haklı talepleriyle İşçi Bayramı’nı kutlayacaklar.

Yoksulluk ücretine, sendikasızlaşmaya, baskılara, sağlıksız, güvensiz ve güvencesiz iş koşullarına karşın ekmek paralarını kazanmaya çalışan milyonlar alanlarda olacak.

Cumhuriyetin kurduğu üretim tesislerininin kapatılarak ya da satılarak yok edilip üretimden kopulması, “AB’ye giriyoruz” ham hayaliyle gümrük duvarlarının kaldırılması, dış alım bağımlısı dış satım yetmezliği, ürettiğinden çok tüketme savurganlığı ve beton aşkına kurban yatırım sefilliğinden doğan döviz kıtlığı, milleti krizden krize sürükleyip perişan eden beceriksiz ve basiretsiz ekonomi yönetimleri ve benzer nedenlerle onyıllardır yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve işsizlik sarmalında umutları tükenen gençlerimiz geleceklerini yurt dışında arama ayıbından kurtulma isteklerini dillendirecekler.

İşçilerimiz; sigortasız, sendikasız, güvencesiz, neredeyse temel ücrete dönen ve artık açlık sınırının da altında kalan “Asgari Ücret”le ve milyonlarca sözde sığınmacının rekabetine açık koşullarda çalışmak zorunda bırakıldıklarını bir kez daha seslendirecekler.

Gerçek sendikalar; sorunları ve çözüm yollarını aktaracaklar, taleplerini dile getirecekler, ama yıllardır acımasızca uygulanan neoliberal soygun politikaları sonucu sendikalaşmanın geldiği içler acısı durumu utandıklarından söylemeyecekler.  

Yıllarca eğitim görüp sayısız engelleri aşarak girebildikleri devlet dairelerinde memur sendikalarında örgütlenmiş memurlarımız; güvencelerini kaybetmemek ve grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarını almak için işçilerle güçlerini birleştirecekler.

Giderek yoğunlaşan taşeronlaşmaya, kiralık işçi köleliğine ve işsizlik bataklığına isyan eden kadın sesleri, genç sesleri yükselecek alanlardan, duyması gereken kulaklara hiç ulaşamayan.

Alanlara gelemeyecek milyonlar da olacak tabii.

Atatürk’ün “Milletin Efendisidir” dediği, 70 şu kadar yılın sağ iktidarlarınca gün be gün katledilen tarım ve hayvancılık nedeniyle topraklarını terk etmek ve işsizler ordusuna katılmak zorunda kalmış köylülerimiz örgütsüzlükleri nedeniyle emekçi kitlelerle kucaklaşamayacaklar.

Sömürü düzeninin ve ticarileşmiş sağlık sisteminin dişlileri arasında ezilen, uzun çalışma yıllarının sonunda huzur ve güven içinde yaşamayı umut ederken yoksulluk ve yoklukla boğuşmak, yorgun bedenleriyle ucuz (!) et ya da Halk Ekmek kuyruklarında saatlerce dikilmek, pazar yerlerinden atılmış sebze meyve toplamak, bulabilmişse o yaşta gelip geçici bir işte çalışmak zorunda kalmış emeklilerimiz İşçi Bayramı meydanlarını ancak televizyon haberlerinde izleyecekler.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”ne ulaşma kararlılığımızla 1 Mayıs alanlarını dolduran emekçilerimizin yanında olacağız ve hep birlikte bir gün mutlaka emperyalizmin sömürü zincirlerini kıracağız.

“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
- çürüyen diş, dökülen et -,
bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet...”

1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!

Saygılarımızla.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZ

DUYURULAR